

29 Ekim’in Anlam ve Önemi Nedir? 29 Ekim’in Tarihçesi Nedir, Neden Kutlanır?
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 29 Ekim 1923’te
Cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye’de
ve Kuzey Kıbrıs’ta[2] kutlanan bir millî bayramdır.
Cumhuriyet Bayramı’nın kutlandığı ülkelerde 28 Ekim öğleden sonra ve 29
Ekim tam gün olmak üzere bir buçuk gün resmî tatildir. 29 Ekimlerde
stadyumlarda şenlikler yapılır, akşam ise geleneksel olarak fener
alayları düzenlenir.
1925 yılında çıkarılan bir kanunla Cumhuriyet’in ilanı günü yeni Türk Devleti’nin bayramı ilan edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin
onuncu yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10.
Yıl Nutku’nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir.
Cumhuriyetin ilanı
Osmanlı Devleti, 1876 yılına kadar mutlak monarşi, 1876-1878 ve
1908-1918 arasında meşruti monarşi ile yönetilmişti. I. Dünya Savaşı’nda
yenilgiye uğramasının ardından işgale uğrayan Anadolu’da halkın
işgalcilere karşı Mustafa Kemal Paşa önderliğinde verdiği Milli
Mücadele, 1923 yılında milli güçlerin zaferi ile sonuçlandı. Bu süreçte,
“Büyük Millet Meclisi” adıyla 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan
halkın temsilcileri, 20 Ocak 1921’de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adlı
yasayı kabul ederek egemenliğin Türk ulusuna ait olduğunu ilan etmiş ve 1
Kasım 1922’de aldığı kararla saltanatı kaldırmıştı. Ülke, meclis
hükûmeti tarafından yönetilmekteydi.
27 Ekim 1923’te İcra Vekilleri Heyeti’nin istifası ve yerine meclisin
güvenini kazanacak yeni bir kabinenin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal
Paşa, yönetim biçiminin Cumhuriyet olması için İsmet Paşa ile birlikte
bir kanun değişikliği tasarısı hazırlayarak 29 Ekim 1923’te Meclis’e
sundu. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda yapılan değişikliklerin kabulü ile
Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilmiş oldu.
Cumhuriyetin ilanı, Ankara’da 101 pare top atışı ile duyuruldu ve 29
Ekim gecesi ile 30 Ekim 1923 tarihinde başta Ankara olmak üzere tüm
ülkede bir bayram havasında kutlandı.[3]
Bayram kabul edilmesi
Cumhuriyet ilan edildiği sırada henüz 29 Ekim günü bayram ilan
edilmemiş, kutlamalar konusunda bir düzenleme yapılmamıştı; 29 Ekim
gecesi ve 30 Ekim günündeki şenlikleri halk kendiliğinden organize etti.
Ertesi yıl, 26 Ekim 1924 tarihli 986 numaralı kararname ile
Cumhuriyet’in ilanının 101 pare top atılarak ve planlanacak özel bir
programla kutlanmasına karar verildi. 1924 yılında yapılan kutlamalar,
daha sonra yapılacak olan Cumhuriyet’in ilanı kutlamalarının başlangıcı
oldu.[3]
2 Şubat 1925’te, Hariciye Vekaleti’nce (Dışişleri Bakanlığı) düzenlenen
bir kanun teklifinde 29 Ekim’in bayram olması önerilmiştir.[4] Bu teklif
Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan’da karara
bağlandı; 19 Nisan’da ise teklif TBMM tarafından kabul edildi. 628
sayılı bu kanun ile 29 Ekim, Cumhuriyet’in milli bir bayram olarak
kutlanması resmi bir hüküm şekline geldi. Cumhuriyetin ilan edildiği
gün, 1925’ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde resmî bir
bayram olarak kutlanmaya başladı.[5]
Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)’nin 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet
rejimini ilan etmesinin ardından bu günün anısına her yıl 29 ekimde
Türkiye ve KKTC’de kutlanan bayramdır. Türkiye’nin kuruluşu, miladı
olarak tabir edilen 29 ekim her yıl o günü anmak ve minnet duymak
maksadıyla kutlanmaya devam ediliyor. Cumhuriyet Bayramının kutlandığı
ülkelerde 28 Ekim öğleden sonra ve 29 Ekim tam gün olmak üzere bir buçuk
gün resmî tatildir. 29 Ekimlerde stadyumlarda şenlikler yapılır, akşam
ise geleneksel olarak fener alayları düzenlenir.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in
Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10.
Yıl Nutku’nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir.
Cumhuriyetin İlanı Osmanlı İmparatorluğu’nda, ikinci Meşrutiyetin
ilanından altı yıl sonra Birinci Dünya Savaşı başladı.1914’te başlayan
Birinci Dünya Savaşı’na dünyanın belli başlı devletleri katıldı.Dört yıl
süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi.Savaş
kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler,
Yunanlılar,Fransızlar,İtalyanlar tarafından paylaşıldı. Ulusuna inanan,
güvenen Mustafa Kemal Paşa,19 Mayıs 1919’da Samsun’a
geldi.Erzurum’da,Sivas’ta kongreler düzenledi.Mustafa Kemal Paşa “Tek
bir egemenlik var,o da Milli egemenliktir.Ülkeyi yine ulusun kendi gücü
kurtaracaktır.” diyordu.Yurdun dört bir tarafından gelen ulus
temsilcileri -milletvekilleri- 23 Nisan 1920 günü Ankara’da Büyük Millet
Meclisi’nde toplandı.
29 Ekim, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmen kurulduğu tarih olarak her yıl
kutlanır. 29 Ekim 1923 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan
bir anayasa değişikliğiyle Türkiye’nin yönetim şekli Cumhuriyet olarak
belirlendi. Türk milleti için Cumhuriyet Bayramı, milli birlik ve
beraberliğin, toplumsal dayanışmanın simgesi olarak kutlanan milli
bayramdır. Kurtuluş Savaşı’nın Türk milletinin zaferiyle sonuçlanmasının
ardından ortaya çıkan yönetim boşluğunun giderilmesi için yeni bir
yönetim biçiminin belirlenmesi şart olmuştu ve Mustafa Kemal ile
arkadaşları yaptıkları çalışmalar sonucu Türkiye’nin yönetim şeklinin
Cumhuriyet olduğuna karar verdi.
Meclis, Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçti.Mustafa Kemal Paşa’nın
önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlattı.Bir
yandan efeler,dadaşlar,seğmenler bulundukları yörede düşmana karşı
koydular.Öte yandan düzenli ordular İnönü’de,Sakarya’da,Dumlupınar’da
savaştılar.Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı. Tahtını, rahatını düşünen
padişah, yenilen düşmanla birlikte yurdumuzdan kaçtı. İmzalanan Lozan
Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu.Bu doğan devletin yönetim
biçimi henüz belirlenmemişti. İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11
Ağustos 1923’te ilk toplantısını yaptı.13 Ekim 1923’te Ankara Başkent
oldu.Atatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden
sonra,çoktan beri tasarladığı cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar
yapmaya başladı.28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da
yemeğe çağırdı.Onlara , “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”Dedi.
29 Ekim 1923 günü Atatürk,milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı
hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne
verildi.Meclis önergeyi kabul etti.Böylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi
kuruldu.Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı
oldu.Cumhuriyet’in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı.
Cumhuriyet;yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir
yönetimdir.Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin
yönetilmesidir.Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet’i
korumak, kollamak, yaşatmak her yurttaşın görevidir.
29 EKİM 1923 YILINDA NELER OLDU?
İkinci Meşrutiyetin ilanından altı yıl sonra Osmanlı İmparatorluğu’nda,
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı başladı. Dört yıl süren savaş sonunda
Osmanlı’nın dahil olduğu ittifak devletleri yenildi. Osmanlı’nın da
yenik sayıldığı savaşın sonunda ülkeyi İngilizler, Yunanlılar,
Fransızlar, İtalyanlar paylaştı. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, 19
Mayıs 1919’da Samsun’a gitti ve orada aldığı karar neticesinde
Erzurum’da, Sivas’ta kongreler düzenledi. Mustafa Kemal Paşa “Tek bir
egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü
kurtaracaktır.” dedi. Ülkenin dört yanından gelen ulus temsilcileri23
Nisan 1920 günü Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nde toplandı. Meclis,
Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçerek, onun önderliğinde Büyük Millet
Meclisi, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Her yörede ki efeler,
dadaşlar düşmana karşı mücadele ederken, diğer yandan da düzenli ordular
İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da savaştı ve zafer elde edildi.
”YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ!”
Zafer üzerine padişah ülkeden kaçtı ve imzalanan Lozan Barış Antlaşması
ile yeni bir devlet kuruldu. Yeni doğan devletin yönetim şekli henüz
belirlenmemişti. Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923’te ilk
toplantısını yaparak, 13 Ekim 1923’te Ankara’yı başkent olarak
belirledi. Atatürk, ülkeyi düşmandan arındırıp, sınırları belirledikten
sonra hep düşündüğü cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya
başladı ve 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe
çağırarak, “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” dedi. Atatürk, 29 Ekim
1923 günü, milletvekilleri ile görüşmesinin ardından hazırlanan
Cumhuriyet önergesinin taslağı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verildi.
Meclis önergeyi kabul ederek, ülkede cumhuriyet yönetimi kuruldu.
Atatürk ise kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu.
Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku
Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku bizzat Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk
tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yılı kutlamalarında 29 Ekim 1933
tarihinde Ankara Hipodromu’nda verilen nutuktur.
Nutuk, hem Kurtuluş Savaşı’nın hesabını veren, bir diğer deyişle ulusal
mücadelenin kimlere karşı, niçin ve nasıl verildiğini anlatan, hem de bu
mücadelenin Cumhuriyet kurulduktan sonraki safhasında yapılması
gerekenler ve yapılacak olanlar konusunda önemli bilgiler içeren bir
konuşmadır.
Cumhuriyetin Onuncu Yıl Nutku
Türk Milleti!
Kurtuluş Savaşı’na başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün
Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu
olsun!
Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk
kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Bundaki muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve
beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı
asla kâfi göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak
mecburiyetinde ve azmindeyiz.
Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine
çıkaracağız. Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip
kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne
çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici
zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre
düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az
zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza
şüphem yoktur.
Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır;
Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti millî birlik ve beraberlikle
güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte
olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale,
müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir
insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da, güzel
sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin
yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme
bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve millî birlik duygusunu
mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf
ettirmek millî ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu,
bütün beşeriyette, hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen medenî
vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.
Büyük Türk milleti!
On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok
sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin
hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı
iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle
yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medenî âlem
az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün
unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki
inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi
doğacaktır.
Türk milleti!
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük
şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden
dilerim.
Ne mutlu Türküm diyene!
Ankara, 29 Ekim 1933
Hükûmet 27 Mayıs 1935’te milli bayramlar hakkında yeni bir düzenleme
yaparak ülkede kutlanan bayramları ve içeriklerini yeniden belirledi.
Daha evvel Meşrutiyet’in ilan günü olan Hürriyet Bayramı ile Saltanatın
kaldırılış günü olan Hâkimiyet Bayramı milli bayramlar arasından
kaldırılarak kutlanmasına son verildi. Cumhuriyet’in ilan edildiği gün
29 Ekim “ulusal bayram” olarak ilan edildi ve devlet adına yalnız o gün
tören yapılması karara bağlandı.[6]
Kutlamalar
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yıkılan
bir devletin enkazından genç Türkiye Cumhuriyeti’nin doğduğu vurgusu
yapılmıştır.[3] Bu ilk zamanlarda kutlamalar, günübirlik yapılan
törenler şeklindeydi. Aynı gün içinde törenler, sabah resmikabul ile
başlar daha sonra devlet erkanı önünde resmî geçit düzenlenir ve akşamda
fener alayı gerçekleştirilerek program üç kısımda tamamlanmış olurdu.
Ayrıca bayram akşamları şehrin idareceileri ve ileri gelenlerinin
katıldığı “Cumhuriyet Baloları” düzenlendi. Törenlerin bu yapısı 1933
yılına kadar devam etti.[6]
Cumhuriyet bayramı kutlamalarında 1933 yılında gerçekleşen onuncu yıl
kutlamalarının ayrı bir yeri ve önemi vardır. 1923’te kurulan
Cumhuriyet’in on yıl gibi kısa bir süre içinde gerçekleştirdiği
reformların ve ekonomik kalkınmanın halka ve tüm dış dünyaya gösterilmek
istenmesi Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına farklı bir anlam
yüklenmesine sebep oldu.[6] Onuncu yılda kutlamalar daha önce yapılan
bayram kutlamalarından çok daha geniş bir şekilde organize edildi.[3]
Hazırlıklar için 11 Haziran 1933 tarihinde TBMM’de görüşülen ve 12
maddeden oluşan 2305 sayılı “Cumhuriyet’in ilanının onuncu Yıl Dönümü
Kutlama Kanunu” kabul edildi. Kanunla 10. yıl kutlamalarının üç gün
sürmesi ve bu günlerin resmi tatil olması kararlaştırıldı.
Tüm yurtta, 10. yıl bayram kutlama törenlerinin yapıldığı yerlere
“Cumhuriyet Meydanı” adı verildi ve isim koyma törenleri yapıldı. İsim
konma törenleri sırasında hatıra olarak “Cumhuriyet Anıtı” veya
“Cumhuriyet Taşı” denilen mütevazı anıtlar yapıldı. Kutlamalar, çok
renkli geçti. Mustafa Kemal, Ankara Cumhuriyet Meydanı’nda Onuncu Yıl
Nutku’nu okudu. Onuncu Yıl Marşı bestelendi ve marş her yerde okunur
oldu. 1934 yılından 1945 yılına kadar yapılan Cumhuriyet Bayramı
kutlamaları bazı değişiklikler dışında 1933 yılında yapılan Cumhuriyet
Bayramı kutlamaları örnek alınarak düzenlendi.
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI ANLAM VE ÖNEMİ
Osmanlı İmparatorluğu’nda, ikinci Meşrutiyetin ilanından altı yıl sonra
Birinci Dünya Savaşı başladı. 1914′te başlayan Birinci Dünya Savaşı’na
dünyanın belli öbaşlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda
bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de
yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar,
İtalyanlar tarafından paylaşıldı.
Ulusuna inanan, güvenen Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919′da Samsun’a
geldi. Erzurum’da, Sıvas’ta kongreler düzenledi. Mustafa Kemal Paşa “Tek
bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi
gücü kurtaracaktır.” diyordu. Yurdun dört bir tarafından gelen ulus
temsilcileri -milletvekilleri- 23 Nisan 1920 günü Ankara’da Büyük Millet
Meclisi’nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçti.
Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş
Savaşı’nı başlattı. Bir yandan efeler, dadaşlar, seymenler bulundukları
yörede düşmana karşı koydular. Öte yandan düzenli ordular İnönü’de,
Sakarya’da, Dumlupınar’da savaştılar. Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.
Tahtını, rahatını düşünen padişah, yenilen düşmanla birlikte yurdumuzdan
kaçtı. İmzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu. Bu
doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti.
İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923′te ilk toplantısını
yaptı. 13 Ekim 1923′te Ankara Başkent oldu. Atatürk ; düşmanın ülkeden
atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri tasarladığı
cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923
akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe çağırdı. Onlara , “Yarın
Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” Dedi.
29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı
hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verildi.
Meclis önergeyi kabul etti.
Böylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi kuruldu. Atatürk kurulan Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet’in ilanı yurtta
sevinç ve coşku ile karşılandı.
Cumhuriyet; yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir
yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin
yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet’i
korumak, kollamak, yaşatmak her yurttaşın ödevidir.
ULUSAL BAYRAMLAR VE GENEL TATİLLER HAKKINDA KANUN
19 Nisan 1925’te 29 Ekim’in bayram olarak kabul edilmesini öngören
teklif TBMM tarafından kabul edilmiştir. 628 sayılı bu kanun ile 29
Ekim, 1925’ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram
olarak kutlanmaya başlamıştır. Aşağıda sayılan resmi ve dini bayram
günleri ile yılbaşı günü ve 1 Mayıs günü genel tatil günleridir.
A) Resmi bayram günleri şunlardır:
1. (Değişik: 20/4/1983 – 2818/1 md.) 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramıdır.
2. 19 Mayıs günü Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı günüdür.
3. 30 Ağustos günü Zafer Bayramıdır. 29 Ekim günü özel işyerlerinin kapanması zorunludur.
B) Dini bayramlar şunlardır:
1. Ramazan Bayramı; Arefe günü saat 13.00’ten itibaren 3,5 gündür.
2. Kurban Bayramı; Arefe günü saat 13.00’ten itibaren 4,5 gündür.
C) (Değişik: 22/4/2009 – 5892/1 md.) 1 Ocak günü yılbaşı tatili, 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günü tatilidir.
D) (Değişik: 20/4/1983 – 2818/1 md.) Ulusal, resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı günü ve
1 Mayıs günü resmi daire ve kuruluşlar tatil edilir. (1)
Bu Kanunda belirtilen Ulusal Bayram ve genel tatil günleri; Cuma günü
akşamı sona erdiğinde müteakip Cumartesi gününün tamamı tatil yapılır.
Mahiyetleri itibariyle sürekli görev yapması gereken kuruluşların özel
kanunlarındaki hükümler saklıdır.