

Kedilerde FIV Enfeksiyonu (Kedi AIDS’i)
FIV veya kedi AIDS’i diye bir şey var mı? İnsanlardaki AIDS hastalığı ile ilgisi var mıdır?
Dünyada ilk defa 1987 yılında varlığı ortaya konulan ve FIV (Feline
immunodeficiency virus) adı verilen virüs, kedilerde bağışıklık
mekanizmasını baskılayarak öldürücü bir hastalık oluşturmaktadır.
Hastalık bu yönüyle “Kedi AIDS’i” ya da “kedilerin edinsel bağışıklık
yetmezliği” olarak da adlandırılır. İnsanlardaki AIDS hastalığının
etkeni olan HIV (human immunodeficiency virus) virüsü ile aynı gruptan
olsa da, hatta bu virüsle bir çok yönden benzerlik taşısa da FIV sadece
kedilerde AIDS’e neden olur; yani insanlarda hastalık yapma olasılığı
yoktur.
Virüs nasıl bulaşır? Hangi kediler risk altındadır?
Esas olarak kavgalar sırasında oluşan ısırık yaralarına temas eden
tükürükle bulaşmaktadır. Kan ve diğer vücut sıvılarında da bulunur. Bu
nedenle virüs, en çok kavga veya çiftleşmelerin etkisiyle kediler
arasında yayılma olanağı bulur. Anneden de yavruya geçebilir. Sorun daha
ziyade sokak kedilerinin sorunudur. Dışarıya serbest girip çıkan ev
kedileri veya çok sayıda kedinin bir arada tutulduğu ortamlardaki
kediler de risk altındadır. Bütün bunlara rağmen FIV’in bulaşma yeteneği
çok yüksek değildir. Yıllardır FIV’li kedilerle birlikte yaşayan diğer
kedilere bulaşma olmayabilir.
Hastalık ülkemizde ne zamandan beri ve hangi sıklıkta görülüyor?
Ülkemizde ilk defa 1993 yılında, yani dünyada ilk görüldüğü tarihten 6
yıl sonra, yapmış olduğumuz bir araştırmayla kedilerde hem FIV hem de
FeLV (kedilerin lökoz virüsü) saptadık. Hiçbir ev kedisinde rastlamazken
sokak kedilerinde yüzde 10’dan fazla bir yayılma olduğunu gözledik. O
yıllarda, bu sonuçları duyurduğumuzda hastalık o kadar az tanınıyordu
ki, İÜ.Veteriner Fakültesi’nden virolog bir hocamız yaptığı basın
açıklamasında, bizim sonuçlarımıza karşı çıkmış ve bu virüsün kedilerde
AIDS yapmadığını ileri sürmüştü. Şu an FIV, dünyanın her tarafında kedi
AIDS’i olarak gayet iyi bir şekilde tanınıyor.
Hastalık nasıl oluşur? Bağışıklık mekanizması neden olumsuz etkilenir?
Virüs vücuda alındığı zaman T-Lenfosit denilen ve vücutta bağışıklıkta
görev alan hücrelerde çoğalmaya başlar. Özellikle CD4+ T hücreleri
baskılanır ve böylece hayvan bulaşıcı hastalıklara karşı dayanıksız bir
hale gelir.
Hastalığın belirtileri nelerdir? Nasıl anlaşılır?
Hastalığın belirtileri tipik değildir. Ateş, halsizlik ve zayıflama gibi
belirtiler ön plandadır. Beyin etkilendiği zaman histeri nöbetleri ya
dakörlük gibi sinir sisteminde işlevsel bozukluklara rastlanır. Bazen
lenf bezleri büyür. Bağışıklık mekanizmasının baskılanmasını takiben
özellikleağızda, diş etlerinde yaralar ve ishal gibi sindirim sistemi
sorunları; nezle, zatürre gibi solunum sistemi rahatsızlıkları ortaya
çıkar. FIV’le enfekte kedilerde lenfoma (lenf bezinde görülen iyi huylu
tümörler) riski artmaktadır.
Hastalık nasıl bir seyir gösterir? Virüs alınır alınmaz hayvan ölürmü?
Virüs, vücuda alındıktan sonra çoğalmaya başlar ve yaklaşık 3 hafta
sonra ilk belirtiler görülmeye başlar. Bu belirtiler birkaç hafta devam
eder. Bazı kedilerde hiçbir belirti görülmeyebilir. Daha sonra
belirtiler kaybolur ve yıllar süren sessiz bir dönem başlar. Bu dönemde
dolaşımdaki virüs seviyesi düşüktür; fakat, virüs dokularda üremeye ve
çevreye bulaşmaya devam eder. Son evrede bağışıklık zayıflar ve normalde
ciddiye alınamayacak enfeksiyonlar bile kediyi öldürebilecek hale
dönüşür.
Nasıl teşhis edilir?
Hastalık sırasında görülen belirtiler teşhis için yeterli değildir.
Kanda FIV antikorlarının saptanması gereklidir. Bu amaçla, veteriner
kliniklerinde pratik testler yapılabilmektedir.Ancak bunlar, hatta bir
çok laboratuvarda uygulanan daha güvenilir testler bile %100 doğru sonuç
vermeyebilirler. Pozitif sonuçlar hatalı olabilir ve veteriner hekim
başka bir testle teyit edilmesini isteyebilir. Hatalı negatif sonuçlar
da çıkabilir. Özellikle virüs vücuda alındıktan sonra ilk 3 ay süresince
yeterli antikor oluşmadığı için testler negatif sonuç verir. Ölüme
yakın dönemlerde bağışıklık mekanizması iyice tahrip olduğu için vücudun
antikor üretimi aksar ve testler yine negatif çıkabilir.
Tedavisi nasıldır?
Tedavi şansı hemen hemen yoktur. Anti viral ilaçlarla yapılan tedavi
virüs çoğalmasını azaltmak ve hayvana biraz daha uzun ve kaliteli bir
yaşam sağlamaya yöneliktir. Bunun yanı sıra , ortaya çıkan belirtileri
gidermeye yönelik bir tedavi uygulanır. Hayvanın fırsatçı
enfeksiyonlara, iç ve dış parazitlere maruz kalmasına engel olmaya
çalışılır. Organizmayı stres altına sokacak uygulamalar, bağışıklığı
etkileyecek ilaçlar, canlı virüs içeren aşılar, operasyonlar, nakiller
ve hayvanın psikolojisine olumsuz etki yapacak davranışlar konusunda
dikkatli olunmalıdır.
FIV çok bulaşıcı bir virüs olmasa da FIV taşıyıcı kedileri diğerlerinden
ayırmak, sokağa salmamak, hatta tecrit etmek daha doğru olur. Birden
fazla kedi beslenen evlerde tüm kediler testten geçirilmeli ve
taşıyıcılar saptanmalıdır. Evdeki kediler arasına özellikle sokaktan
alınmış bir kedi katılmadan evvel FIV testi yapılması diğer kedilerin
korunması için yararlı bir önlem olacaktır.
Aşısı var mıdır? Bu aşılar tam olarak koruyucu etkiye sahip midir?
Virüsün 5 adet farklı alt tipi olması tam etkili bir aşı
geliştirilmesini güçleştirmektedir. Yine de, uygulanmakta olan ticari
aşılar korunma açısından %100 etkili olmasa da yararlıdırlar. Özellikle
dışarıyla ilgisi olan kediler ya da kedi giriş çıkışı olan bakımevi
benzeri ortamlarda yaşayan kediler için aşı faydalı olabilir.
FIV enfeksiyonıu kedilerde yıllarca sessiz seyrettiğine göre hayvan sahipleri kedilerinde FIV baktırmalı mı?
Kedilerini sokaktan almış olanlar veya bir sokak kedisinin yavrusunu
almış olanlar herhangi bir hastalık belirtisi görmeseler dahi bu testi
yaptırmalıdır. Diğer kedilerle temas etmemiş bir kedide hastalığa ait
herhangi bir belirti görülmüyorsa bu testin fazla bir önemi yoktur.
Ameliyat gibi bağışıklığı olumsuz etkileyecek bir uygulama öncesinde FIV testi yapılmalı mıdır?
FIV testi pozitif olsa bile, hastalık belirtisi görülmeyen kedilerde
ameliyatın getireceği riskler çok fazla değildir. Ancak, FIV
enfeksiyonundan şüphelenilecek bir belirti varsa mutlaka test yapılmalı
ve FIV pozitif hayvanlar ameliyat edilmemelidir. Bir ameliyat öncesinde
yapılması gereken, FIV testinden çok daha önemli testler vardır.
Genellikle veteriner hekimler bu testlere öncelik verirler. Ayrıca,
evden dışarı çıkmayan kedilerde bu hastalığın görülme riski çok az
olduğu için FIV testi fazla önem taşımaz. Şüphesiz, hayvanla birlikte
yaşayanın durumu elveriyorsa bütün bu testlerin yapılması en doğrusudur.
Kaynak :
Veterinerklinik.com
Prof Dr. Tamer DODURKA
İ.Ü. Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi