

Cats – Kediler ve Bakimi ve Beslenmesi
Evcil kedi[2][3] (Felis catus[3] ya da Felis silvestris catus), küçük,
genelde tüylü, evcilleştirilmiş, etobur memeli. Genelde ev hayvanı
olarak beslenenlere ev kedisi,[4] ya da diğer kedigillerden ve küçük
kedilerden ayırmak gerekmiyorsa kısaca kedi denir. İnsanlar kedilerin
arkadaşlığına ve haşarat ve ev zararlılarını avlayabilme yeteneğine önem
vermektedir.
Kediler anatomik olarak güçlü, esnek bedenleriyle, hızlı refleksleriyle,
keskin, geri çekilebilen pençeleriyle ve küçük avları öldürmeye
uyarlanmış dişleriyle diğer kedigillere benzerler. Kediler insan
kulakları için çok zayıf ya da çok yüksek frekanstaki sesleri
duyabilirler. Karanlığa yakın ortamlarda görebilirler. Çoğu memeli gibi,
kediler insanlara göre daha zayıf renkli görüşe ve daha güçlü koku alma
duyusuna sahiptir.
70’ten fazla kedi ırkı olduğu tahmin edilmekle birlikte çeşitli
uluslararası organizasyonlar tarafıdan tanınan ırkların sayısı tescil
eden kurumun standartlarına göre farklılık gösterebilmektedir. Bu sayı,
(IPCBA) International Progressive Cat Breeders Alliance tarafından 73,
ABD merkezli en büyük ikinci organizasyon olan TICA (The International
Cat Association) tarafından 58, CFA (The Cat Fanciers’ Association)
tarafından 44, Lüksemburg merkezli Federation International Feline
(FIFE) tarafından 43 olarak açıklanmıştır.
Kediler, tek başlarına avlanmalarına rağmen sosyal bir türdür. Kedilerde
iletişim, kedi feromonu ve kedilere özgü vücut dilinin yanı sıra
seslenme çeşitliliğini (miyavlama, mırıltı, sesini titretme, tıslama,
hırıltı ve gırtlaksı ses) de içinde barındırır.
Kediler yüksek bir üreme oranına sahiptir. Kontrollü üreme halinde,
çoğalabilirler ve tescilli cins hayvanlar olarak gösterilebilirler. Ev
kedilerinin üreme kontrolündeki kısırlaştırma ile oluşan başarısızlık ve
eski evcil hayvanları terk etme dünya çapında, hayvan nüfus kontrolünü
gerektirecek kadar fazla sayıda sokak kedisiyle sonuçlandı. Bu nüfus
sadece Birleşik Devletler’de 60 milyona kadar çıkmıştır.
Kediler Antik Mısır’da tapılan hayvanlar olduğundan beri, genellikle
orada evcilleştirildiklerine inanılır, ama Neolitik dönem kadar eskiye
dayanan evcilleştirme örneklerinin de olma olasılığı vardır.
2007’deki genetik bir çalışma, evcil kedilerin milattan önce 8000’de,
Orta Doğu’da Afrika yaban kedisi (Felis silvestris lybica) soyundan
türediğini ortaya çıkardı. Scientific American’a göre, kediler
Dünya’daki en popüler evcil hayvandır ve günümüzde insanların yaşadığı
hemen hemen her yerde bulunmaktadırlar.
Doğal ortamlarında büyüyen kediler kendi gelişimleri için doğru olan en
iyi besin maddelerinin ne olduğunu bilirler. Ancak evlerde büyüyen
kedilerin avlanma gibi bir fırsatları olmadığından sadece sahipleri
tarafından verilen mama veya yemekler ile beslenebilirler. Kedinizin
sağlıklı gelişmesi için onların damak zevklerine en uygun beslenme
fikirlerini yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Etimoloji
Türkçeye muhtemelen Arapçadan geçen kedi adı neredeyse evrenseldir ve
pek çok dilde aynı sözcüğün varyasyonları şeklindedir: İngilizce cat,
Bulgarca kotka, Polonyaca kot, Arapça qitt (erkek kedi) vs. Kedi sözcüğü
muhtemelen Afrasya (Hami-Sami) kökenlidir. Buradan Latinceye ve diğer
Avrupa dillerine yayılmıştır. Latincede MS 75 yılında catta şeklinde,
Bizans Yunancasında MS 350 yılında katta şeklinde görülür. MS 700’lü
yıllarda Avrupa’da, yine Latince kökenli ve kedi anlamına gelen feles
sözcüğünün yerini alarak, yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır.
Pisi ve puss gibi sözcükler ise muhtemelen kedilerin tehdit
edildiklerinde çıkardığı his sesine benzetilerek oluşturulmuştur. Bu
sözcükler bazı dillerde kedi kelimesi ile birleştirilerek yine kedi
anlamında kullanılır: Romence pisica, İngilizce pussycat gibi.
Köken ve tarihçe
Modern memelilerin evriminde “kedi paterni” çok erken dönemlerde
belirginleşmiştir. Pek çok memeli türünün ataları birbirinden neredeyse
ayırt edilemez şekilde iken kedilerin ataları tipik kedi biçimini
almıştı. Kediler ilk olarak Pliyosen Çağında (5,3-3,6 milyon yıl önce)
ortaya çıktı ve inanılmaz bir şekilde, günümüze dek çok az değişikliğe
uğradı.
Evcilleşme
Antik kökenleri tam olarak bilinmese de evcil kedinin kökenleri en az
9.500 yıl öncesine, Orta Doğu’da ziraatin başladığı dönemlere kadar
gider. Güney Kıbrıs’ta bir insan iskeletinin yanında bulunan bir kedi
iskeleti aynı döneme denk gelir. Çin’de bulunan yaklaşık 5.300 yıllık
fosil kayıtlarına göre de günümüzün evcil kedisi cüssesinde kediler
ziraatle uğraşılan bölgelerde tahılla beslenen kemirgenleri
avlıyorlardı. Bu bulgulara dayanılarak kedilerin, zararlıları avlamaları
için, çiftçiler tarafından beslendikleri veya varlıklarına müsaade
edildiği düşünülür. Kediler Çin’de 5. ve 6. hanedanların döneminde (yak.
MÖ 2465-2150) kutsal sayılmakla birlikte, bu dönemde henüz evcil olup
olmadığı kesin olarak bilinmez. Kediler, muhtemelen, tahılları
korumaktaki etkinliğini fark eden Antik Mısırlılar tarafından
evcilleştirilmiştir. Kedilerin evcilleştirildiğine dair en güvenilir
bulgular, MÖ 1500 tarihinden sonrasına rastlar.
Bugün genetik anlamda geçmişi eski çağlara dayanan evcil kedi cinsi 2
taneyle sınırlıdır. Bunlar Mısır Mau’su ve Habeş cinsi kedilerdir.
Arkeologların ve antropologların, insanoğlunun yaşamış olduğu mağara
devri ile ilgili araştırmalarında birtakım kedi kemiklerine
rastlanmaktadır, ancak bunların vahşi kedilere ait oldukları
düşünülmektedir. Diğer taraftan, arkeolojik incelemeler, kedinin, bundan
3500 yıl önce Mısır toplumunda tamamen evcilleştirilmiş olarak
yaşadığını ortaya koymaktadır. Ancak bu evcilleştirme sürecinin ne zaman
başlamış olduğu tam olarak tespit edilememektedir.
Bugün, İsrail’in Batı Şeria topraklarında bulunan tarihi Jericho
(Arapçası: Eriha) şehri civarında yapılan Neolitik Devire ait kazılarda
zamanımızdan 9500 yıl öncesine ait kedi kemikleri bulunmuştur. Bu konuda
fikir oluşmasına yarayan bir diğer husus da 1983 yılında Güney
Kıbrıs’ta, bundan 9500 yıl öncesine ait bir kazıda, bir kediye ait
olduğu tespit edilen bir çene kemiği bulunmuş olmasıdır. Bilinen bir
başka gerçek de Kıbrıs adasında hiçbir zaman vahşi kedilerin yaşamamış
olduğudur. Bu durumda, bu kedinin ancak deniz yolu ile, insanlarla
birlikte Kıbrıs’a gelmiş olacağı sonucuna varılmaktadır. Arkeologlar,
insanların o günkü basit teknelerine etrafa saldıran, tırmalayıp
parçalayan vahşi bir kediyi alarak yola çıkıp, yeni yerleşim yerleri
aramaya kalkışmalarının düşünülemeyeceği noktasından yola çıkarak, bu
kedinin ehlileştirilmiş bir kedi olduğu konusunda hemfikirdirler. Bu
düşünceden hareketle kedinin ehlileştirilme sürecinin zamanımızdan 8000
yıl önce başlamış olacağı sonucuna varabiliriz.
Diğer taraftan, bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış olan kedilerin iki cins vahşi kediden türemiş olduğu tespit edilmiştir:
Afrika Yaban Kedisi (Felis silvestris lybica)
Avrupa Yaban Kedisi (Felis silvestris silvestris)
İlk evcilleştirilen vahşi kediler eski Mısırlıların ehlileştirmiş
oldukları Afrika kedisi Felis lybica’dır. Ehlileştirilmiş bu kedileri,
Fenikelilerin, Akdeniz’in muhtelif yörelerindeki kolonilerine
götürdükleri, buradan da İtalya’ya taşıdıkları anlaşılmaktadır.
İtalya’dan Avrupa kıtasına geçen bu kediler, Avrupa’nın vahşi kedisi
Felis silvestris ile birleşip ikinci bir kol olarak Dünya’ya
yayılmışlardır. Daha sonraları, deniz ve kara ticaretinin yeni boyutlar
kazanması ile gelişen nakliyecilik sayesinde dünyanın hemen her
noktasına ulaşıp çoğalmışlardır. Değişik iklim şartları, gıda rejimleri
ve diğer etkenlerle bugünkü kedi türleri ortaya çıkmıştır.
Anatomi
Erkek bir kedinin anatomik şeması
Kedilerin ayak yapıları hep ileriye gitmek için evrilmiştir. Geri geri
gidebilirlerse de zorlanır. 230 kemikten oluşan iskelet sistemi
insanınkinden oldukça farklı olup iskeletler arası oluşumlar vücudun
esnemesine izin verecek şekildedir.
Ortalama değerler esas alındığında yetişkin erkek kediler 3.5 ile 7
kilogram arasında olurken, dişi kediler 2.5 ila 4.5 kilogram
arasındadır. Enleri ortalama 30 santim, uzunlukları ise 80 santim
civarındadır. Ortalama kedi ömrü 15 yıldır. Ancak kediler iyi bir
beslenme ile 20 yıldan fazla yaşayabilirler.
Akciğerin içindeki tüpler oksijenin tüm akciğere dağılmasını sağlar.
Akciğerler kedinin her iki tarafında ve diyaframın tam üstünde yer alır.
Diyafram kedinin soluk alıp verme hızını kontrol eder. Soluk borusu bir
anlamda akciğerlerin havalandırma sistemi olarak kabul edilebilir.
Dışarı atılması gereken kirli hava ve alınması gereken temiz hava
diyaframın kontrolünde soluk borusu aracılığıyla taşınır. Solunum
sitemini oluşturan organlar birçok kedi hastalığının da hedefidirler.
Kedi bıyığı (ya da Latince adıyla vibrissae) kalın kedi tüyünden iki üç
kat kalındır. Burun bölgesinde üst dudağın yanlarından çıkan bıyıklar
yine kedi tüyüne kıyasla üç kat daha derine gömülüdürler. Kökleri sinir
sistemi ile ilinti halindedir. Bıyıklar tarafından algılanan bir hareket
hemen köklerden sinirlere ve oradan beyine iletilerek alınacak aksiyon
konusunda bilgilendirme ve uyarı işlevi görür.
Kediler bir şey içerken dillerini inanılmaz bir hızla kullanırlar. Dil
hızla suya dalar ve çıkar. Bir anlamda fillerin su içmesine benzer. Ağız
suya değdirilmez, su dil aracılığıyla ağza taşınır. Kedilerin dili
zımpara gibidir. Üzerinde onlarca küçük odacık ve diken gibi uzantılar
(papilla konikalar) vardır ve su içme sırasında bu odacıklar su
havuzcuklarına dönüşür. Suya dalan dilin üzerindeki odacıklar su ile
dolar ve taşımada dökülmemesi için dil ağza doğru bükülür. Dil lapa
yiyeceklerin yenmesinde de aynı işlevi görür, ayrıca kemik üzerinde
kalan et parçalarını kazıyıp yemesini sağlar.
Kedilerin aynı zamanda dişleri de büyük işlevler görür. Yetişkin
kedilerde 30’a yakın diş bulunurken yavrularda bu sayı 25’i pek geçmez.
Kedi beyni 20 ile 30 gram arasındadır. Ama diğer memelilerle
kıyaslandığında beyni bedenine göre en büyük olan memelidir. Beynin
büyüklüğü ile zeka arasında bir bağlantı olsa da – örneğin suya
dalabilen kuşların beyni diğer kuşlara göre yaptıkları eylemin
karmaşıklığı sebebi ile daha büyüktür – beynin büyüklüğü ile zeka
arasında her zaman için birebir ilinti kurmak doğru değildir. Söz gelimi
kediler, kendilerinden çok daha iri olan aslanlarla kıyaslandığında
daha zekidirler. Öte yandan kedigiller ailesindeki canlıların beyin
yapısı inanılmaz derecede benzerlik gösterir.
Kediler mükemmel bir kulağa sahiptirler. İşittiklerini tek tek
ayrıştırıp değerlendirebilirler. Metrelerce uzaktaki bir böceğin
yürüyüşünün ya da saklanan bir farenin soluğunu duyabilirler. Hassas
işitme ve görme duyuları vardır. İnsan kulağının duyamadığı yüksek
frekanslı ses titreşimlerini kaydederek çok hafif sesleri duyarlar.
İşitme kediler için hem güvenlikleri hem de avlanmaları için önemlidir.
Kediler insanlardan da köpeklerden de daha iyi işitirler. İnsanlar 20
kHz’e kadar sesleri işitirken köpekler 40 kHz’e kadar sesleri işitir.
Ama kediler için bu sınır 60 kHz’dir.
Patiler kediler için hareketin ve dengenin temelidir. Tırmanmak, kazmak,
savunmak, savaşmak ve döl vermek (cinsel sıvı atımı) için patilere
ihtiyacı vardır. Bir kedinin patisi ayağının en son kemiğine bağlıdır.
Pençeler esnek ve dönebilirdir. Böylelikle en iyi tırmalama açısını
rahatlıkla yakalarlar. Pençeler protein ve keratin dolu bir deri ile
çevrilidir. Ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklı olup, kancalı
tırnaklarını içeri çekebilirler.
“Kedi Gözü” deyimlere geçecek ve çeşitli adlandırmalara girecek kadar
hayranlık uyandırır. Kediler gözleri ve görme yetenekleri ile ayırt
edilirler. Bir kedinin gözü doğumdan 7 ila 10 gün sonra açılır. İki ay
içinde de gerçek rengini alır. Bir kedinin gözleri, saldırıda yara
almaması için göz kapağının içerisindedir ve avı gözleyebilmek için
geniş ve büyüktür.Gözlerinin uzaklık duyarlılığı yüksek ve keskindir.
Karanlıkta insanlardan 6 kat daha iyi görürler.
Fizyoloji
Normal fizyolojik değerler[14]:330 Vücut sıcaklığı 38.6 °C (101.5 °F)
Kalp ritmi Dakikada 120–140
Nefes ritmi Dakikada 16–40
Termograf
Termograf
Vücut Isısı
38-39 derece
Solunum Sayısı
10-20 / Dakika
Nabız Sayısı
110-140 / Dakika (Yetişkin) 180-200/ Dakika (Yavru)
Diş Sayısı
30 (Yetişkin)
İlk Süt Dişi Çıkışı
1 Aylık Olduğunda
Diş Değişim Yaşı
3 – 4 Aylık Olduğunda
Kızgınlık Süresi
Yılda 2-4 Defa 10-12 Gün
Ergenlik Yaşı
6 – 15 Ay (Irk Ve Beslenme Gibi Faktörlere Bağlı Olarak Değişir)
Gebe Kalma Dönemi
Kızgınlık Süresince
İlk Çiftleşme Yaşı
12 – 18 Aylık Olduğunda
Gebelik Süresi
57 – 62 Gün
Doğumdaki Yavru Sayısı
1-5
Gözler
Parlak Ve Canlı
Ağız Ve Dil
Açık Pembe Renkte
Burun
Hafif Nemli
Kalori İhtiyacı
Yetişkin Kedide 60-88 Kcal/Canlı Ağırlık/Gün Yavru Kedide (5 haftalık) 250 Kcal/Canlı Ağırlık/Gün
Tüy Değiştirme
Senede 2 Kez
Kedilerin fizyolojileri diğer etobur memelilere benzemekle birlikte,
kedilere özgü bazı özellikleri de çölde yaşayan türlerinden kendilerine
miras kalmıştır. Kediler, su bulabildikleri sürece sıcak iklimlerde
hayatta kalabilmektedirler. Ayrıca, derilerine doğru olan kan akışını
azaltarak sıcaklığı koruyabilen kediler, ağızlarındaki buharlaşma ile
ısıyı düşürebilmektedirler. Kediler, patilerindeki bezler sayesinde çok
az da olsa terleme ve termo-regülasyon şansına sahiptirler.
Vücut sıcaklığının gün içerisinde değişiklik göstermemesi ve biyolojik
saatlerinin eksikliği, kedilerin hem gündüz hem de gece aktif olabilme
eğilimlerine yol açar.
Dışkılarının nispeten daha kuru ve idrarlarının daha koyu olması,
kedilerin daha çok su tutabilmelerini sağlayan bir adaptasyondur.
Kediler etoburdur. Sindirim sistemleri eti etkin biçimde işleyecek
şekilde evrildiğinden, bitkisel ürünleri zor sindirirler. Sindirim
yolunun benzer memelilere göre daha kısa oluşu ve karbonhidratları
sindirmek için gereken enzimlerden az miktarda bulunması, kedilerin
bitki kaynaklı besinleri ve bazı yağ asitlerini sindirmedeki
becerilerini sınırlar. Bununla birlikte kediler arada sırada mevcut
besinlerine ilaveten çim yemeyi tercih edebilirler. Çim, kediler için
folik asit kaynağı ve sindirim sistemindeki tüyleri kolay atmak için bir
lif kaynağıdır.Ev ortamında ise birçok bitki kediler için zehirleyici
ve tehlikelidir.
Yavru Bakımı
Dişi kediler çiftleştikten genellikle 58-62 gün sonra 1-5 (nadiren daha
fazla) yavru doğururlar. Yavru bakımı doğumla birlikte başlar. Tabi bu
bakımın ilk bir ayı hemen hemen tam olarak annenin kontrolündedir.
Doğumdan sonra 24 saat içinde yavrunun anneyi emmesi, bu ilk sütün
içinde bulunan immunglobulinler (bağışıklık sağlayan maddeler)
bakımından çok önemlidir. Hamile kediler evde çoğu zaman sizin
hazırladığınız bir yere değil de kendi uygun gördüğü yere doğurur. Bunu
genellikle veteriner hekim yardımı almadan yaparlar. Bütün anneler gibi
yavrularına karşı çok müşfiktirler. Onları devamlı yalar ve emzirirler.
Bu yalama sonunda onları temizledikleri gibi çiş ve kakalarını da
yaptırırlar. Belli bir yaşa kadar bu yalama ve çiş yaptırtma olayı
hayati önem taşır. Çünkü yavrular doğduklarında henüz böyle bir reflekse
sahip değillerdir.
Yavru bir kedinin annesinden ayrılma yaşı ortalama 2 aylıktır. İlk
aldığınızda annesinden ve kardeşlerinden ayrıldığı, yeni bir ortama
geldiği için, korkmuş ve ürkmüş olabilir. Gidip herhangi bir köşeye
saklanıp çıkmayabilir. Onu oradan zorla çekiştirerek çıkarmaya
çalışmayın. Bu onu daha da korkutabilir. Yumuşak ve nazikçe onunla
konuşun. Bir oyuncak veya ip benzeri bir cisim bulun. Onu hareket
ettirin. Kediler çok meraklı ve oyuncu oldukları için dışarı çıkacak ve
büyük bir ihtimalle oynamaya başlayacaktır. Bir kaç gün içinde size ve
çevresine alışacaktır. Ona ayrıca kediler için üretilmiş özel kokulu
(catnip) fare, top ve çorap gibi oyuncaklar alıp verebilirsiniz.
Bunlarla genellikle iyi vakit geçirirler.Yumuşak bir battaniye veya kedi
yatağı ile onun uyuyabileceği bir yuva alabilirsiniz. Çünkü kediler
genellikle içine gömülüp yatabileceği ortamları çok severler.
Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da zamanı geldiğinde onu
kısırlaştırmaktır. Aksi halde sokağa çıktıktan sonra ne zaman ve nasıl
geleceğini asla tahmin edemezsiniz. Bu yüzden kedi sahibi olduğunuzda bu
konuyu veteriner hekiminizle görüşün ve eğer yavru almak istemiyorsanız
kısırlaştırma operasyonunu zamanında yaptırın.
Diş Değişimi
Yavru bir kedi 3,5 aylıktan itibaren süt dişlerini değiştirmeye başlar.
Dökülen ve yerine çıkan dişler hayat boyu kalıcıdır. 6-8 aylık olana
kadar süt dişlerinin tamamı değişir. Siz bu dökülenleri ara ara diş veya
dişlerin yerinde kanama şeklinde görebilirsiniz. Zaten dökülenlerin
yerine çok kısa zamanda yenileri çıkacaktır. 1-1,5 yaşından sonra tartar
oluşumu başlayabileceği için zaman zaman diş temizliği yaptırma
ihtiyacı ortaya çıkabilmektedir. Aşılamalar veya diğer işlemler için
kliniğe gittiğinizde veteriner hekiminiz gerekli kontrolü yaparak bunun
zamanını size belirtecektir.
1 yaşına kadar diş kaşıntısı yoğun olduğu için elinizi, ayağınızı veya
bulduğu her şeyi kemirme, ısırma eğiliminde olacaktır. Kedi eğitmek
köpekler kadar kolay olmasa da istemediğiniz davranış biçimlerini
engellemek için sert ve kararlı bir “ hayır “ çoğu zaman işe
yaramaktadır.
Tuvalet Eğitimi
Kediler bu konuda köpekler gibi uğraştırıcı olmadıkları ve içgüdüsel
olarak toprağa yaptıkları için, uygun bir kaba, hazır satılan kedi
kumlarından koyarak bu problemi çözebilirsiniz. Çişi ve kakası
geldiğinde gidip kuma yapacaktır. Size kalan düzenli olarak kakaları
toplayıp atmaktır. Bu kumlar emici özelliğe sahip olduğu için belli bir
süre ve miktar çişi ve kokuyu emecektir. Ne zaman koku yapmaya
başladıysa o zaman kumun tamamını değiştirmelisiniz. Bu süre kedinin
yediği yemeğe, içtiği suya, yavru veya yetişkin olmasına göre farklılık
gösterir.
Beslenme
Bilinçli ve dengeli bir beslenme yaşamın temel şartlarından birisidir.
Bu konuda yapılabilecek yanlışlar yaşam üzerinde ciddi olumsuz etkiler
(kas ve iskelet gelişim eksikliği, immun sistem yetersizliği, bozuk tüy
yapısı gibi) doğuracak ve bir çok soruna yol açabilecektir.
Özellikle kedi beslenmesi söz konusu olduğunda daha dikkatli olmak bir
zorunluluk halini almaktadır. Çünkü kediler daha seçicidirler ve bu
nedenle onları belli diyetlere uydurmak oldukça zordur. Yapıları gereği
kediler daha fazla protein tüketmek zorundadırlar. Yine yapıları gereği
bazı maddeleri (Taurin, A vitamini, Arakidonik asit gibi) hayvansal
kökenli gıdalardan karşılamak zorundadırlar. Ayrıca kediler köpeklerden
daha sık yemek yeme ihtiyacındadırlar
Örneğin yetişkin bir köpek günde bir veya iki öğün yemek yiyerek
yaşamını sürdürürken bu kedilerde 4-5 öğün olmak zorundadır. Ayrıca
kedilerin enerji ihtiyacı vücut ağırlıklarına kıyaslandığında çok
fazladır. Yavru bir kedinin enerji ihtiyacı ise yetişkin bir kediye göre
daha fazladır.
Beslenme yaşamın değişik dönemlerinde farklılıklar gösterir.
Tüy Bakımı ve Fırçalama
Kediler yılda en az 2 kez tüylerini değiştirirler. Kendilerini
yalayarak tüylerinin tamamını toplayamazlar. Bu yüzden uygun bir fırça
edinip (çoğu zaman uzun tüylüler için tel fırça, kısa tüylüler için
eldiven fırçalar) onu fırçalamak tüylerinin çabuk yenilenmesi ve ona
yardımcı olmak açısından gereklidir.
Çoğu kedi fırçalanmaktan pek hoşlanmaz. Bu alışkanlığı kazanabilmesi
için onu mümkün olduğu kadar erken yaşlarda fırçalamaya
alıştırmalısınız. Fırçalamanın sabah akşam yapılması tüylerin daha
sağlıklı ve canlı olmasını sağlayacaktır.
Her gün kedinizi fırçalarken aynı zamanda rutin kontrollerini yapmayı
ihmal etmeyin. Kulaklarının içini, derisindeki değişiklikleri, gözlerini
ve ağzını devamlı kontrol edin. Olabilecek, size ters gelen durumlar
için veteriner hekiminizle irtibat halinde bulunun.
Banyo
Normalde kediler kendilerini devamlı yalayarak temizlerler. Bu yüzden
köpekler gibi zaman zaman da olsa yıkanmaya (medikal problemler dışında)
ihtiyaç göstermezler. Onları yıkamak temizlenme alışkanlıklarını yok
edebilir veya azaltabilir.
Notlar
Evlerde bulunan bazı tropikal bitkiler zehirli olabilmektedir.
Bunları kemirme veya yeme eğilimi varsa ona göre tedbirinizi
almalısınız.
Kediler çok iyi birer cambazdırlar. Genellikle evdeki kırılacak
eşyalara zarar vermezler. Fakat onların da ara sıra sakar olanlarına
rastlanmaktadır. Eğer kediniz eşyalarınızı kırıp dökmeye başladıysa
“sakar” sınıfına girebileceği için, onları kapalı bir dolaba
kaldırmanızda fayda vardır.
Hep kedi ile köpeğin düşman olduğu düşünülür. Aslında doğuştan ikisi
de birbirine düşman değildir. Bugün sokakta bir çok kedi ve köpek
birlikte yaşamaktadır. Sadece ilk başta kedi, köpekle karşılaştığında
içgüdüsel olarak korkabilir. Fakat sonradan zarar gelmediğini görürse
köpeğe alışır ve sanki kardeş gibi yaşar. Kedi ve köpek evde birlikte
yaşayacaksa ikisinin de birlikte yavru olarak alınması en iyisidir. Eğer
evde yetişkin bir köpek varsa, kedi seçimi yapılırken bilhassa yavru
olarak alınmalıdır.
Kediler Günde Kaç Öğün, Ne Kadar Yemek Yemelidir?
Yemek kedilerin hayatlarında önemli bir yere sahiptir. Doğal ortamlarda
ve sokaklarda yaşayan kediler yemek yiyebilmek için avlanmak zorunda
olduğundan devamlı hareket halinde olup ev kedilerine göre yemek
bulabilmek için daha çok çaba sarf ettiklerinden ve elde ettikleri yemek
miktarı ev kedilerine göre daha az olduğundan farkında olmadan sağlıklı
bir hayat sürdürebilmeleri için ideal kilolarını koruyabilmektedirler.
Ancak evde neredeyse hiç hareket etmeyen, tüm gün boyunca köşelerinde
uyur vaziyette olan kediler üstelik sahipleri beslenme konusunda
dikkatli değilse aşırı kilodan kaynaklı olarak birçok sağlık sorunları
ile karşılaşmakta ve istemeden ömür süreleri kısalmaktadır.
Birçok kedi sahibinin merakla sormuş olduğu sorunun cevabı birçok nedene
bağlı olarak değişmektedir. Kedilere günde kaç öğün yemek verilmesi
hususu örneğin kedinin yaşına, kedinin hareketli olup olmadığına ve
hatta türüne göre değişebilmektedir.
Yavru kedilerin öğün sayısı yetişkin kedilere göre daha fazladır.
Onların hızlı ve sağlıklı olarak büyüyebilmeleri için ilk 3 ay boyunca
günde 4 öğün yemek yemeleri önerilmektedir. 3 ayın sonunda yavru
kedilere günde 3 öğün, 6 aylıktan sonra ise günde 2 öğün yemek verilmesi
en doğru hareket olacaktır. Yavru kedilerin beslenmelerinde yaşlarına
göre özel olarak üretilen yavru kedi mamaları tercih edilmelidir.
Bir kedi 8 aylık olduğunda artık yetişkin olduğundan 8 aylık ve
sonrasındaki kediler yine günde sabah ve akşam olmak üzere 2 öğün yemek
yemelidirler.
Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere bir kedinin alması gereken
yemek miktarı onun yaşına, büyüklüğüne ve gün içerisindeki hareketlerine
bağlı olarak değişmektedir. Hatta verilecek olan hazır mamanın içeriği
nedeniyle de kediye verilecek olan yemek miktarı değişmektedir. Ticari
olarak hazırlanan kedi mamalarının çoğu, kedilerin ortalama
büyüklüklerine göre ihtiyaç duyduğu miktarı gösteren çizelge
içermektedir. Söz konusu bu bilgi içeren çizelgeler kedi sahipleri için
mutlaka dikkat edilmesi gereken bir kılavuzdur.
Kedi Maması Çeşitleri
Bilindiği üzere kediler mecburi etobur hayvanlardır. Bu onların hayatta
kalabilmeleri için beslenmelerinde et ve diğer hayvansal gıdalara
ihtiyaç duyduğu anlamına gelmektedir. Hem etçil hem de otçul olan
insanlara göre kedilerin beslenme ihtiyaçları oldukça farklıdır.
Ev haricinde sokaklarda ve doğal ortamlarda yaşayan kedilerin
beslenmelerinde genellikle karbonhidrat ve yağ oranının düşük öte yandan
protein oranının yüksek olduğu ve kendi avladığı hayvanları tercih
ettiği görülmektedir. Bu tercih bir kedinin hayatını en sağlıklı şekilde
devam ettirebilecek doğru bir tercihtir.
Ev ortamında yaşayan kedilerin avlanma gibi bir şansı olmadığından
günümüzde hazır mama olarak tabir edilen hayvansal ve bitkisel ürünlerin
karışımından meydana gelen kedi mamaları satılmaktadır. Yazımızın
devamında piyasada satılmakta olan kedi maması çeşitlerini detaylı bir
şekilde inceleyeceğiz.
Konserve Mama (Islak Mama)
Islak mama olarak da bilinen konserve mamalar kendi içerisinde tahıl ve
et içerikli olarak iki ayrı grupta satılmaktadır. Tahıl içerikli
konserve mamalar genellikle kilo sorunu yaşayan aşırı şişman kedilerin
zayıflama amaçlı diyetleri için tercih edilirken, et içerikli konserve
mamalar böyle bir sorunu olmayan kediler için tercih edilmektedir.
Konserve mamalar genellikle %65 ile %85 oranında su içeren hem çok
lezzetli olması hem de çok kolay yenilebilmesi nedeniyle kedilerin
genellikle ilk tercih ettiği mama türüdür. Kediler konserve mamaları
diğer mama çeşitlerine göre çok daha fazla yiyebileceğinden uzun süre bu
mama ile beslenmeleri durumunda fazla kilo ve diğer birçok sağlık
sorunları ile karşılaşması kuvvetle muhtemeldir.
Yarı Islak Mama
Islak mama olarak bilinen konserve mamaların içerisinde %85 oranında su
bulunurken, kuru mamalar %10 oranında su içermektedir. Yarı ıslak
mamalar ise genellikle %45 ile %65 oranında su içermektedir.
Ne yazık ki içeriğinde bulunan şeker ve koruyucu maddeler ile yüksek
kalori yoğunluğu nedeniyle kedilerin sağlığı açısından son derece
zararlı bir mama türüdür. Zamanla kedi sağlığına olan zararları ortaya
çıkan yarı ıslak mamalar, bilinçlenen kedi sahiplerinin uzak durması ve
tercih etmemesi nedeniyle son zamanlarda artık üretilmemektedir.
Kuru Mama
Son zamanlarda evlerinde kedi besleyen insanların ucuz ve pratik olması
nedeniyle çokça tercih ettiği kuru mamalar bir kediyi beslemek ve
ihtiyacı olan tüm besin gereksinimlerini karşılamak için en uygun
yoldur. Raf ömrü oldukça uzun olan bu mamalar hava almadıkları taktirde
uzun süre paketlerinde ilk günkü gibi taze kalabilirler. Genellikle %10
civarında su içerdiğinden kedinizi kuru mama ile beslemeniz durumunda
mamanın yanında ayrı bir kapta mutlaka su da verilmelidir.
Kuru mama, ıslak yani konserve maması kadar lezzetli olmasa da kedilerin
ideal kilosunu korumak amacıyla tercih edilmesi gereken bir mama
çeşididir. Evde kedi besleyenler örneğin haftanın 1 günü konserve mama,
geri kalan günlerde ise kuru mama ile ideal beslenme rutinini
sağlayabilirler.
Ödül Maması (Kedi Bisküvisi)
Kedi bisküvisi olarak da bilinen kedi ödül maması asla kedilerin
karnının doyurulması amacıyla kullanılacak bir mama çeşidi değildir. Bu
tür mamalar özellikle alıştırma ve eğitim safhalarında tercih edilir.
Adı üstünde olan ödül maması kediye verilecek bir eğitim esnasında doğru
yaptığı hareketleri kediye belli etmek ve bu hareketleri kalıcı yapmak
amacıyla ödül olarak verilir.
Kedi Maması Değiştirmek, Kediyi Yeni Mamaya Alıştırmak
Bir kedinin beğenerek yediği bir mamayı herhangi bir sebepten dolayı
değiştirmek ve bu durumu kediye kabullendirmek oldukça zor bir durumdur.
Birçok kedi sahibi kedi mamasını değiştirmek istediğinde kedisinin yeni
mamayı yemediğini görmekte ve bu duruma üzülerek eski mamayı vermekte
devam etmektedir. Eğer sizde böyle bir durumla karşı karşıya kalmışsanız
size bu konuda kolaylık sağlayacak bir yöntemden bahsedeceğiz. Yeni
kedi mamasını eski kedi mamasının içerisine ilk günler az miktarda,
sonraki günler ise çoğaltarak koyun. Kediniz ilk günler mamasının
değiştiğini anlamayacak ve gün geçtikçe yeni kedi mamasına alışacaktır.
Yavru Kediler Nasıl Beslenir?
Normal şartlarda yavru kedinin nasıl beslenmesi gerektiği konusunda en
bilgili kişi o kedinin annesidir. Ancak bazı sebeplerden dolayı annesi
olmayan bir yavru kediye bakmanız gerekebilir.
Yavru kedilerin beslenmesi yetişkin kedilere göre çok daha farklı ve
dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur. Yavru kediler yetişkin
kediler gibi her şeyi yiyip içemezler. Bu nedenle onları beslerken son
derece dikkatli olmalı ve özen göstermelisiniz. Yazımızın devamında
yavru kedilerin beslenmesi ve dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında
önemli bilgiler yer almaktadır.
1 ile 6 Hafta Arası Yavru Kedilerde Beslenme
Bu yaş grubu yavru kedilerde kesinlikle anne kedi sütü tercih edilmeli
ve kedi annesinden ayrılmamalıdır. Kedi 6 haftalık olana kadar
annesinden emdiği süt ile bağışıklık sistemi ve diğer vücut
fonksiyonları son derece gelişerek bundan sonraki hayatında hastalıklara
karşı daha güçlü bir kedi olacaktır.
Annesi tarafından terk edilmiş veya annesi ölmüş 1-6 hafta arası yavru
bir kedi sahiplenmiş iseniz onun için temiz ve sterilize edilmiş
mümkünse kediler için özel üretilmiş bir biberon temin edin, şayet kedi
biberonu bulamadıysanız normal biberonun ucundaki plastik kısmı X
şeklinde düzgünce kesin, fazla kesmeniz durumunda kedinizin boğulmasına,
az kesmeniz durumunda ise kedinizin yetersiz beslenmesine neden
olabilirsiniz.
6 Hafta ile 4 Ay Arası Yavru Kedilerde Beslenme
Kediniz 6 haftalık olduğunda artık süte ihtiyacı yoktur. Bu dönemden
sonra vereceğiniz süt kedinize fayda değil zarar verir. Zira sütten
kesilen kedilerin laktoza karşı dayanıklılığı düşmektedir. Laktoz
kedilerde sindirim sorunları ve ishal gibi rahatsızlıklara sebep olur.
6 haftalık ve sonrasında ki kediler için kuru veya yaş konserve mamalar
kullanılmalıdır. Mama kedinizin yiyebileceğinden büyükse bir rondo
yardımıyla parçalanarak servis edilmelidir. Kediler 4 aylık olana kadar
günde en az 4 öğün yemek tüketmelidir.
Kediler 4 aylık olana kadar kesinlikle ev yemeklerinden uzak tutulmalı
ve kuru veya yaş mamalara alıştırılmalıdır. Ev yemekleri bu yaştaki
kedilerde deride kokma yapabilir.
8 Ay Üstü Kedilerde Beslenme
Kediniz 8 aylık olduğunda artık yavru değil yetişkin bir kedi olacaktır.
Bu yaştan sonra kedilerin metabolizması daha yavaş çalışır ve yedikleri
kiloya dönüşür. Kilo ise kedilerde önemli sağlık sorunlarına yol
açabilir. Bu nedenle 8 ay üstü kedilerde günde 2 öğünden fazla yemek
verilmemelidir.
Yavru Kedilerde Hangi Süt Kullanılmalıdır?
İster yavru, isterse yetişkin bir kedi olsun tüm kedilerde bilinenin
aksine inek sütü az da olsa zararlıdır. Kedinizde herhangi bir sebep
yokken oluşan ishal rahatsızlıkları genellikle inek sütünden
kaynaklanmaktadır. Bunun dışında inek sütü kediler için çok yararlı veya
besleyici bir süt değildir.
Yavru kediler olabildiğince anne kedi sütüyle beslenmelidir. Anne kedi
sütü yavru kedilerde bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara
karşı daha güçlü olmasını sağlayacaktır. Herhangi bir sebepten dolayı
annesi yanında olmayan bir yavru kedi sahibiyseniz sütanne yoluyla veya
başka bir anne kedinin sütünün sağılması ile kedinize kedi sütü
verebilirsiniz.
Ayrıca veteriner ve bazı hayvan mağazalarında bulunan kedi sütü tuzu da kediler için tercih edilebilir.
Kedi sütü veya kedi sütü tozu bulunamaması durumunda pastörize edilmiş inek sütü son çare olarak kediye verilebilir.
Kedi Sütü Tozu Nasıl Kullanılır?
Yavru kediler için özel olarak üretilen kedi biberonuna satın aldığınız
kedi sütü tozunu belirtilen oranda koyun. Kedinizi başı hafif eğimli,
sırt üstü yatar şekilde kucağınıza alın. Daha sonra biberonu çok fazla
dik olmayacak ve eğimli olacak şekilde yavru kedinizin ağzına götürün.
Kediniz biberonu emmeye başladığı sırada kesinlikle biberonu sıkmayın.
Onun kendi emiş gücüyle sütü içmesine izin verin. Biberonu çok sıkmanız
durumunda basıncı fazla olan sütün kedinizin soluk borusundan
ciğerlerine kaçmasına ve onun boğularak ölümüne sebep olabilirsiniz.
Yavru Kediler Hangi Aralıklarla Emzirilir?
Yavru kedilerin hangi aralıklarla emzirilmesi konusunda dikkat etmeniz gereken kedinizin yaşı ve ağırlığı olacaktır.
1 haftalık yavru kediler 2-3 saatte bir
2 haftalık yavru kediler 4-6 saatte bir
3 hafta ve sonraki yavru kediler 6-8 saatte bir emzirilmelidir.
Ayrıca ortalama bir yavru kedi her 100 gram vücut ağırlığı için 30 ml
süte ihtiyaç duymaktadır. Bu oranı göz önünde bulundurarak kedinizin
ihtiyaç duyduğu süt miktarını hesaplayabilirsiniz.