

Peygamberimizin şunlar olmadıkça kıyamet kopmaz dedikleri hadisler
Bununla ilgili hadisler çoktur. Bazıları şöyledir:
Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Ayakkabıları kıldan bir kavimle savaşmadıkça, kıyamet kopmaz. Siz,
yüzleri kılıflı kalkanlar gibi, gözleri küçük, burunları yassı olan bir
kavmle savaşmadıkça kıyamet kopmaz.” (Buharî, Cihad 95, 96, Menâkıb 25;
Müslim, Fiten 62, Ebu Davud, Melahim 9, Tirmizî, Fiten 40, Nesâî, Cihad
42.
Ebu Hureyre’den (r.a.) nakledildiğine göre: Allah Resulü (a.s.): “Herc
vakıaları çoğalmadıkça Kıyamet kopmaz” buyurdu. Sahabeler: Ey Allah’ın
Resulü! Herc nedir? diye sordular. Allah Resulü: “Öldürmek, öldürmek!”
buyurdu. (Müslim, Fiten 18.)
Yine Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Fırat nehri altın bir dağ üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmaz. Onun
üzerine insanlar savaşırlar. Yüz kişiden doksan dokuzu öldürülür.
Onlardan her biri: “Herhalde savaşı ben kazanacağım.” der.” (Buhârî,
Fiten 24, Müslim, Fiten 29)
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Hicaz bölgesinden bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Bu ateş
Busra’daki develerin boyunlarını aydınlatacaktır.” (Buharî, Fiten 24;
Müslim, Fiten 42)
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Rumlar, A’mak ve Dâbık nam mahallere inmedikçek kıyamet kopmaz. Onlara
karşı Medine’den bir ordu çıkar. Bunlar o gün arz ehlinin en
hayırlılarıdır. Bu ordunun askerleri savaşmak üzere saf saf düzen
alınca, Rumlar:
“Bizden esir edilenlerle aramızdan çekilin de onları öldürelim!”
derler. Müslümanlar da: “Hayır! Vallahi sizinle, kardeşlerimizin
arasından çekilmeyiz” derler. Bunun üzerine (Müslümanlar) onlarla harb
eder. Bunlardan üçte biri inhizama uğrar. Allah ebediyen bunların
tövbesini kabul etmez. Üçte biri katledilir, bunlar Allah indinde
şehitlerin en faziletlileridir. Üçte biri de muzaffer olur. Bunlar
ebediyen fitneye düşmezler. Bunlar İstanbul’u da fethederler. (Fetihten
sonra) bunlar, kılıçlarını zeytin ağacına asmış ganimet taksim ederken,
şeytan aralarında şöyle bir nida atar: “Mesih Deccal, ailelerinizde
sizin yerinizi aldı!”
“Bunun üzerine, çıkarlar. Ancak bu haber batıldır. Şam’a geldiklerinde
(Deccal) çıkar. Bunlar savaş için hazırlık yapıp safları tanzim ederken,
namaz için ikamet okunur. Derken İsa İbnu Meryem iner ve onlara gitmek
ister. Allah’ın düşmanı, Hz. İsa’yı görünce, tıpkı tuzun suda erimesi
gibi, erir de erir. Eğer bırakacak olsa, (kendi kendine) helak oluncaya
kadar eriyecekti. Ancak Allah onu kudret eliyle öldürür; öyle ki onlara,
harbesindeki kanını gösterir.” (Müslim, Fiten 34,)
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Devs kabilesinin kadınlarının kıçları, Zü’lhalasa putunun etrafında
titremedikçe kıyamet kopmaz. Zü’lhalasa, Devslilerin cahiliye devrinde
tapındıkları [Tebâle’deki] puttur.” (Buharî, Fiten 23; Müslim, Fiten 51)
Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Müslümanlardan iki grup aralarında savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bunlar
aralarında büyük bir savaş yaparlar, fakat davaları birdir.” (Buharî,
Fiten 24, Menakıb 25, İstitabe 8; Müslim, İman 248, Fiten 17)
Hz. Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Nefsim yed-i kudretinde olan Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun! İmamınızı
öldürmedikçe, kılıçlarınızı birbirinize kullanmadıkça, dünyanıza
şerirleriniz varis olmadıkça kıyamet kopmaz.” (Tirmizî, Fiten 9.)
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Kıyamet kopmazdan önce gece karanlığının parçaları gibi fitneler
olacak. (O vakit) kişi mü’min olarak sabaha erer de kâfir olarak akşama
kavuşur. Mü’min olarak akşama erer, kâfir olarak sabaha kavuşur. Birçok
kimseler azıcık bir dünyalık mukabilinde dinlerini satarlar.” (Tirmizî,
Fiten 30)
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Otuz kadar yalancı deccaller çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Bunlardan her
biri Allah’ın elçisi olduğunu zanneder.” (Tirmizî, Fiten 43, Ebu Davud,
Melahim 16)
Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Güneş, battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmaz. Batıdan doğunca,
insanlar görür ve hepsi de iman eder. Ancak, daha önce inanmamış veya
imanın sevkiyle hayır kazanamamış olan hiç kimseye bu iman fayda
sağlamaz.” (Buharî, Rikak 39, İstiska 27, Zekât 9; Müslim, İman 248, Ebu
Davud, Melahim 12.)
Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Ruhumu kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun ki, vahşi
hayvanlar insanlarla konuşmadıkça, kişiye kamçısının ucundaki meşin,
ayakkabısının bağı konuşmadıkça, kendisinden sonra ehlinin ne yaptığını
dizi haber vermedikçe kıyamet kopmaz.” (Tirmizî, Fiten 19)
Hz. Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“İnsanların dünyaca en bahtiyarını adi oğlu adiler teşkil etmedikçe kıyamet kopmaz.” (Tirmizî, Fiten 37)
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Kıyamet Allah Allah diyen bir kimsenin üzerine kopmayacaktır.” (Müslim,
İman 234, Tirmizî, Fiten 35) Hadisin bir başka veçhinde: “Yeryüzünde
Allah Allah diyen kaldıkça kıyamet kopmaz.” buyrulmuştur.
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Zaman yakınlaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu yakınlaşma öyle olur ki, bir
yıl bir ay gibi, ay bir hafta gibi, hafta da bir gün gibi, gün saat
gibi, saat de bir çıra tutuşması gibi (kısa) olur.” (Tirmizî, Zühd 24)